Anal Fissür ile ilgili merak ettiklerinizi öğrenmek için hemen tıklayın.

Bilimsel ismi ile anal fissür, halk arasında yaygın ismiyle makat çatlağı, makat bölgesinde en sık görülen ağrılı sorunların başında geliyor. Dışkılama sırasında yırtılır tarzda ya da küçük bir cam parçası çıkarır tarzda şiddetli ağrı ya da acı hissine bazen küçük kanamalar da eşlik edebiliyor.

Anal Fissür Nasıl Tedavi Edilir?

Anal fissürün tedavisine bazı morfolojik özellikler dikkate alınarak ve bazı basit basınç ölçümleri karşılaştırılarak karar veriliyor. Bazı hastalardaki anal fissür sorunu ‘buz dağının suyun üstünde görünen kısmı’ şeklinde ortaya çıkabiliyor.

Bu nedenle altta yatma olasılığı olan kronik kabızlık, iltihabi bağırsak hastalıkları, kadınlarda rektosel (fıtık) gibi daha önemli hastalıklar açısından değerlendiriliyor. Ayrıca hastanın kalın bağırsağında bir sorun olup olmadığının tespitine yönelik inceleme yapılması gerekebiliyor.

Tedavi için nitratlı veya bitkisel kremler, botoks uygulaması, cerrahi tedaviler gibi yöntemler kullanılıyor. Tedavi şekli, anal fissürün akut ya da kronik olmasına göre değişiyor. Tedaviler sonrası gerekirse biofeedback (yeniden bağırsak eğitimi) uygulamaları ile dışkılama fizyolojisi düzenleniyor.

Anal fissür (makat çatlağı) belirtileri nelerdir?

Makatta çatlak (anal fissür) sorunu yaşayan tüm bireylerde hastalığın belirtileri hemen hemen aynıdır. Fakat çatlağın boyutuna bağlı olarak hissedilen belirtilerin şiddeti kişiden kişiye farklılık gösterebilir. En yaygın belirtiler şu şekildedir:

  • Dışkılama sırasında yırtılma veya cam parçası çıkarma hissi
  • Makatta ağrı ve şişlik
  • Kanama veya hafif kan sızıntısına bağlı iç çamaşırında görülen lekelenmeler
  • Dışkılama güçlüğü
  • Yırtılma bölgesinde kaşıntı ve tahriş

Tüm bu belirtiler genellikle anal fissürü işaret eden semptomlardır. Fakat hemoroid, makat apsesi veya siğilleri, makat sarkması, makat kanseri gibi bazı hastalıklar da anal fissür ile benzer belirtilerle kendini gösterebildiğinden durumun bu hastalıklarla karıştırılabilme ihtimali de söz konusudur. Bu nedenle yukarıdaki belirtilerin görülmesi durumunda hastalar mutlaka bir hekime başvurarak gerekli muayene ve tetkikleri yaptırmalıdır.